|
|
 |
  GAZELLER
  Çâr anasırdan halketti ta ezel Hak Ademi
  Cennetten sürgün ettiler hâke bastı kademi
  Çıktı Sarendip Dağı’na âh u figân eyledi
  Affetmez Mevlâ günahın murat aldı encâmı
  İsmail sahrada doğdu çünkü Hacer anneden
  Ayağını yere vurup izhâr etti zemzemi
  Camasıb ki cûş eyledi Şâhmârân şerbetinden
  Cümle çiçek sadâ verip anda yaptı merhemi
  Çün Yunus’u yuttu semek kaldı ummân içinde
  Gece gündüz ricâ etti dedi gönder çâremi
  Geçirmeyip boş vaktini borcunu edâ eyledi
  Getirmedi lisânına asla dünyâ kelâmı
  Yakub’a hasretlik verdi Yusuf-ı Kenan için
  Cihânı suça gark etti Nuh’a yüzdürdü gemi
  Der Sümmânî muhabbetten hâsıl oldu Muhammed
  Anın için var eyledi on sekiz bin âlemi
  2
  İbtidâ halk oldu bir nûr nerde mesken eyledi
  Âlemlerden hicâbından ne seyrân eyledi
  Anın hükümet sebâbında damladı bir katre ter
  Ol terde çün güher bahr-i ummân eyledi
  Yedi kat gök yedi zemin yedi cân üstündedir
  Yedisinde kudret-i hak yedi mesken eyledi
  Haşmında nâr-ı cihândır lutfunda bâğ-ı cânân
  Cânân içre yazan Mevlâ hûri gılmân eyledi
  Der Sümmânî aslı nerde bend-i bâğda şeceri
  Bâkide haram oldu hak için fânide kân eyledi
  3
  Yâreliyem yarama yok dermânım senden gayri
  Bülbülüm görünmez bir gülşenim senden gayri
  Dembedem feryâd eylerim cürmümün ahvâline
  Lâyık mı düşe câna figânım senden gayri
  Reddeyleme arzuhâlim icrâ et efkârımı
  Ya kime ifâde edeyim sultânım senden gayri
  Faydanız halk-ı cihâna vasfetsem esrârımı
  Bilirim yoktur cihânda ihsânım senden gayri
  Seni cümlesinden leziz halkı eyledi lem yezel
  Yoktur bu gönül şehrinde mihmânım senden gayri
  Sümmânî’yem bir âh ile bir recâ bir cânım var
  Başka yoktur cân içinde cânânım senden gayri
|
|
 |
|
|
|
Bir adam başına mürşit olamaz
Varıp bir kâmile danışmayınca
Cândan geçmeyince cânân bulunmaz
Gönül her eşyaya karışmayınca
Kâmiller sevmezler kendi pâyesin
Onlar kaldırmışlar dünyâ riyâsın
Kimse bilmez hiç kimsenin mayasın
Onla kalkıp düşüp konuşmayınca
Sümmânî’yem görmedim hiçbir sefâ
Her sefa dalına konmuş bin cefâ
Her ne istedimse yokdurur vefâ
Tarikat kulpuna yapışmayınca
NE FAYDA
Bir menzile başa kadar varmasan
Sen o yola kervan olsan ne fayda
Bir dilberin makamına konmasan
Hayâl ile mihmân olsan ne fayda
Bir ikbâl ki kara olur kalemde
Sözü hor görünür her bir kelâmda
Bir güzel ki seni sevmez âlemde
Yâ sen ona hayrân olsan ne fayda
Arabi Farisi dilin olmasa
Bülbüle münasip gülün olmasa
Asla bir meslekte elin olmasa
Dava ile sultân olsan ne fayda
Deli gönül bu isyandan beridir
Bir âh çekse dağı taşı eritir
Her bir güzel bir yiğidin yâridir
Elin güzeline baksan ne fayda
Gel Sümmânî yaradanı zikreyle
Verdiği nimete dâim şükreyle
Yamân işi tâ ezelden fikreyle
Başa geçip pişmân olsan ne fayda
|
|
Bilmezsen ilm-i ibare
İrfanda mahsun olursun
Bir ibare bir dubara
Lisanda mahsun olursun
Refik olursun hizana
İşin uğramaz düzene
Ekme tohumun hazana
Harmanda mahsun olursun
Sen sana bak eyle nazar
Sen sana bak kime benzer
Sermayesiz açma pazar
Dükkanda mahsun olursun
Sen sana bak eyle yazık
Sen senin yolan al azık
Sefinen çıkarsa bozuk
Ummanda mahsun olursun
Sümmani söyler eş’arı
Her yerde açmaz esrarı
Benim demezse muhtarı
Divanda mahsun olursun
|
|
İşitme her sözü ol guş-u sağır
Beladan sakınmak noksanlık mıdır
İmkansız bir işe bağır ha bağır
Barbarlık eylemek insanlık mıdır
Söz söyle gönlünün iktidarınca
El elden üstündür arşa varınca
Süleyman’a söz öğretti karınca
Maslahat dinlemek nadanlık mıdır
Arifler her vakit nasihat eyler
Aklı olmayanlar öğüdü neyler
Dost dostun her sözü yüzüne söyler
Doğru söz söylemek düşmanlık mıdır
Sümmani daima ilimden bıkmaz
Aklı olan yoldan kenara çıkmaz
Yiğit odur gücü yettiğin yıkmaz
Ölmüşü öldürmek aslanlık mıdır
|
|
|
|
 |
|
|
|
|